İspanya’nın Akdeniz ruhunu en çok hissettiren, adı Picasso’yla özdeşleşen Malaga, Endülüs bölgesinin en eski ve en gözde şehirlerinden biridir.  Gezginlerin Dünyadaki Cennet olarak tanımladıkları Malaga, Endülüs'e yolculuk yapanların giriş kapısı aynı zamanda.
Malaga’daki panaromik şehir turumuzda Katedral Belediye Sarayı, Gibralfaro Kalesi görülecek yerler arasındadır. Endülüs bölgesinin 2. Büyük şehri olan Malaga,  İspanya ticaretinde hep önemli bölgelerden biri olmuş, bu nedenle sanayisi diğer Endülüs şehirlerine göre çok daha gelişmiştir. Bu gelişmişlik şehir yaşantısına da yansımış, her daim canlı olan şehir merkezinde çok sayıda alışveriş merkezi, restorant ve eğlence yerleri bulunmaktadır. 
Konaklama Benalmadena.

Otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası Malaga’dan ayrılıyor ve Ronda’ ya doğru yola koyuluyoruz.

Julius Caesar zamanında kurulan, Malaga’ya bağlı Ronda, deniz seviyesinden 760 metre yüksekliğinde tarihi bir kasaba.

Guadalevín Nehri’nin aktığı derin bir kanyonla ikiye bölünmüş bu masal diyarı, nefes kesen uçurumları, yazarlara ilham olmuş tarihi ve kültürel zenginliğiyle Endülüs’ün en çok ziyaret edilen üçüncü şehri.

Ronda sokaklarında hep birlikte fotoğraflarımızı çektikten sonra bizi büyüleyecek başka bir köy olan Setenil’e doğru yola koyuluyoruz. Bu köyü diğer beyaz köylerden ayıran en önemli özellik kayalıkların altına yerleştirilen beyaz evler.

Bu köyde eşsiz manzaralara şahit olup, anılarımıza fotoğrafları ekledikten sonra, kayalıkların arasına adeta sıkışmış olan köyün yerel restorant veya kafelerinde yerel tatları deneyimledikten sonra, Endülüs’ün başkenti Sevilla’ya doğru yola koyuluyoruz.

Endülüs’ün kalbi, flemenkonun ve tapasın ana vatanı Sevilla, tarih kokan sokakları ile Milattan önce

2. yy’dan bu yana bir Roma şehri ve yüzyıllarca Müslüman Arapların yaşadığı bir kültür beşiği.

Yolculuğumuza Maria Luisa Parkı içinde bulunan Plaza de Espana Meydanını gezerek ile başlıyoruz. Guadalquivir nehrinin geçmiş olduğu bu eşsiz kenti dönemin eski Yahudi Mahallesi olarak bilinen Santa Cruz’u tanıyarak devam ediyoruz. Daracık sokaklarında yürürken kentin, her sokağın bittiği bir köşe başka bir asıra götürüyor bizleri… Sonrasında Muhavvidler döneminden kalma ve yerine 15. Yüzyılda eski camiinin üzerine inşa edilmeye başlanılan ve Dünyanın en büyük 3. Gotik Katedrali olan Santa Maria’yı, Giraldayı, Alcazar Sarayını, 13. Yüzyıldan kalan Altınkuleyi, Belediye Sarayını ve Arenayı görerek tamamlıyoruz.

Nadide şehir Sevilla… Endülüsün kalbi, baş tacı… Sanki daha önce ben burada yaşamıştım dedirten, tarih kokan sokaklar. Aşktır Sevilla, sizi geçmişe taşımanın belki de diğer bir adı… İlk önceleri bir iber kasabası olarak kurulmuş kent, Milattan önce 2. yy’dan bu yana bir Roma şehri ve yüzyıllarca Müslüman Arapların yaşadığı bir kültür beşiği. Yolculuğumuza Maria Luisa Parkı içinde bulunan Plaza de Espana Meydanını gezerek ile başlıyoruz. Guadalquivir nehrinin geçmiş olduğu bu eşsiz kenti dönemin eski Yahudi Mahallesi olarak bilinen Santa Cruz’u tanıyarak devam ediyoruz. Daracık sokaklarında yürürken kentin, her sokağın bittiği bir köşe başka bir asıra götürüyor bizleri… Sonrasında Muhavvidler döneminden kalma ve yerine 15. Yüzyılda eski camiinin üzerine inşa edilmeye başlanılan ve Dünyanın en büyük 3. Gotik Katedrali olan Santa Maria’yı, Giraldayı, Alcazar Sarayını, 13. Yüzyıldan kalan Altınkuleyi, Belediye Sarayını ve Arenayı görerek tamamlıyoruz.

Konaklama Sevilla’daki otelimizde.

Otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası Endülüs bölgesinin incilerinden biri olan ve bembeyaz köylerin adeta kraliçesi sayılan Conil de Frontera köyüne doğru yola koyuluyoruz. Atlas okyanusunun kıyısında ki bu inci köy, dar sokakları bembeyaz evleri kendine has yaşam tarzı, nadide meydanlarıyla bizi adeta masal dünyasına götürecek güzellikte. Köy gezimizi yürüyerek yapıyor, serbest zamanımız dar sokaklarda ki restoranlarda ve dükkanlarda kaybolarak değerlendiriyoruz. Gezi sonrası dönüşümüz Sevilla ve konaklama Sevilla’da ki otelimizde. 
Akşam ise içeceğimiz eşliğinde Flamenko gösterisinde büyüleyici birkaç saat geçireceğiz. 

Otelimizden ayrılıp yıllarca Endülüs Emevilerinin başkentliğini yapmış olan Cordoba’ya doğru yola çıkıyoruz. O dönemlerde nüfusu 1 milyonu aşan şehrin bundan asırlar önce nasıl bir medeniyete sahip olduğu şehre varıldığında anlaşılıyor. Tarih, ilim, bilim ve kültür şehridir Cordoba.

Ayakta kalan tek camii olan Cordoba Camisi 10.yy’da tamamlanmış ve batının en görkemli camisidir. Sade ama etkileyici ve UNESCO tarafından koruma altına alınan bu camii şehrin en önemli simgesidir.

Cami gezimizin ardından, labirent sokaklarda bembeyaz evleri, Roma köprüsünü, şehir surlarını, avlulu ve çiçekli evleri ile Yahudi mahallesini ve Almodovar Kapısını göreceğiz.

Cordoba gezimizi tamamladıktan sonra Granada’ya doğru yola koyuluyoruz.

Konaklama Granada’da

Granada Doğu ve Batı kültürünün bir arada yaşandığı bir şehir. Sokak yaşamı, müzikle besleniyor. Doğasını, tarihini korumuş ve gururla sergiliyor. Durgun ve naif. Gözünüzün doyacağı manzaralar, kulaklarınızın pasını silecek nağmeler, özlediğiniz kokular Granada’da.

Belki de zamanın durduğu bir yer Granada’da El Hambra Sarayı (Alhambra).

Endülüs’ün baş tacı. Kale, saray ve büyüleyici bahçelerden oluşan bir yapı. Kalem ile çizilmiş, suluboya ile boyanmış. İhtişamın, asaletin, yaratıcılığın en güzel örneği.

Granada şehrini panoramik görebileceğiniz bir konumda, adeta Granada içinde başka bir Granada. Arap kültür ve sanatının dünyada ki en başarılı örneklerinden biri. Saray gezimizin ardından Granada Albayzin mahallesi ve Granada sokakları gezimizle günü tamamlıyoruz.

Konaklama Granada’da

Otelimizde alacağımız kahvaltı sonrasında Granada kentini arkamızda bırakıyor ve İspanya’nın en güzel kasabalarından birisi olan Figiliana köyüne doğru yola koyuluyoruz.

Köyün tamamı geleneksel Endülüs tarzında inşa edilmiştir. Daracık caddeler bembeyaz kıyafetleri ile sizleri karşılıyorlar. Yürüyüş olarak yapacağımız gezimizde her ara sokak sizi şaşkına çevirecek.

Her döneceğimiz köşe, her atacağımız adımın sizi mutlu edeceği bu bembeyaz köyü, dükkanları, meydanlarını keşfetmenin mutluluğu ile buradan ayrılacağız.

Muhteşem Frigiliana’yı arkamızda bırakıp, Malaga Havalimanı'na doğru yola çıkıyoruz.